Mirdasiler Üzerine Söyleşi
26 Mayıs 2009 Salı Saat 20:39
Şecerede “Pîr Mansur, Mîrdasî, El Kurdî” diye yazmaktadır. Bundan da anlıyoruz ki Mirdasiler Kürd’tür.
Sıdkı Zilan: Okuyucularımız için kendinizi tanıtırsanız memnun oluruz, Nusret Aydın kimdir?
Nusret Aydın: 1954 yılında Diyarbakır'ın Eğil ilçesinde doğdum. Eğitimimi Eğil ve Diyarbakır'da tamamladım. 1978 Yılında İstanbul Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksekokulunu bitirdim. Öğrenci iken Türk Haberler Ajansında çalıştım. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde Sosoyal Siyaset üzerine bir yıllık mastır programına katıldım. Memurluk yaptım. 1985 yılından emekli olana kadar bir ülkenin elçiliklerinde memur olarak çalıştım.
S. Zilan: Eğil'in tarihi ile ilgili kitabınızı okuyunca, coğrafyamızla ilgili malumata sahip olduğunuzu gördüm. Bu kitapta “Mirdasiler”den bahsetmişsiniz. Biraz bu konuyu açar mısınız?
N. Aydın: Mirdasilerin kökeni, geldiği yerler hakkında üç görüş vardır. Birinci görüş, Şerefname'nin yazarı Şerefxanê Bidlisî'ye aittir. Ona göre; Mirdasiler, Halep civarında egemen bir toplum-halk iken hâkimiyetlerini yitirince Eğil ve civarına gelip yerleşmiş ve Pîr Mansur'un himayesiyle buraya hâkim olmuşlardır. Sonraları Pîr Bedir döneminde dini ve siyasi bir topluluk olarak bölgeye hâkim oldular.
Selçuklular Mirdasi hâkimiyetine son verdiler. Bir kabile ve dini topluluk olarak Mirdasilere kadar giden-malumat içeren şecereler vardır. Benim vakıf olduğum ve bizzat okuduğum bir şecerede “Pîr Mansur, Mîrdasî, El Kurdî” diye yazmaktadır. Bundan da anlıyoruz ki Mirdasiler Kürd'tür.
İkinci Görüş; Sayın Abdullah Varlı Hoca'ya aittir. Seyda'ya göre, Mirdasîleri Merwanilerin devamı olarak ele almak gerekir.
Üçüncü Görüşe göre ise Mirdasiler, Hakkâri civarından bir kısmı Halep, bir kısmı da doğrudan Bitlis, Eğil, Siverek, Gerger, Dersim'e kadar yayıldılar. Halep civarındakiler de hâkimiyetlerini yitirince onlar da Eğil civarına geldiler. Doğrudan Hakkâri civarından gelenler Dimili, Halep civarından gelenler ise Kurmancî konuşuyorlardı, diye rivayet edilmektedir. Dimililerin, Hawramanî olduğu ve güneyden Hakkâri'ye, oradan da doğrudan kuzeybatı Kürdistan'a yayıldıkları, bir kısmının da Halep ve civarı yani ilkin batıya, sonra batıdan kuzeydoğuya, Eğil civarına geldikleri yönündedir.
S. Zilan: Bu çalışmalarınızı daha da derinleştirmek istiyor musunuz? Sizi yakından tanıyanlar, bu konuda daha kapsamlı çalışmalar beklemektedirler.
N. Aydın: Mirdasileri müstakil olarak ele alan bir çalışmamız vardır. Ancak, kitap basım aşamasında olduğu için beklemeniz gerekecektir. Bu aşamada fazla malumat veremeyeceğim.
S. Zilan: Coğrafyamızı ve gelişmeleri bilen biri olarak, halkımızın ve özellikle lisanımızın geleceğini nasıl görüyorsunuz?
N. Aydın: Halkımızın çok çalışması, kültürüne, diline ve tarihine vakıf olarak çocuklarını yetiştirmesi gerekir, diye düşünüyorum. Dilin eğitimde, ticarette kullanılması ve bir getirisinin olması, maddi bir karşılığının olması gerekir ki yaşayabilsin. Tedrici olarak seçmeli ders, zorunlu ve eğitim dili olarak kullanılması gerekir ki netice hâsıl olsun. Bu sorumluluk da siyasi iktidarlara, devlete düşer.
S. Zilan: Bu özlü ve doyurucu izahlarınız için teşekkür ederiz.
N. Aydın: Ben de teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim